10 Nisan 2010 Cumartesi

Summer of Love


Summer of Love 1967 yazında San Francisco'nun Haight Ashbury mahallesinde başlayan ve kısa sürede Amerika’nın çeşitli şehirlerine uzanan bir kültürel ve politik ayaklanmadır. Medya tarafından konulan bu başlığın 1969'daki Woodstock Festival 'inde sona erdiği söylenir.

Bu sosyal fenomeni anlamak için Detroit ve Newark 'da gerçekleşen arbedeye de bakmak gerekir. Zira yaşanan olaylar Afro-Amerikan kesiminin 60'larda sıkıntısını çektiği ayrımcılık muamelesine karşı verdikleri tepkinin hat safhasıdır. Küçük bir eylem ile başlayan olay, dönemin başbakanı Lyndon B. Johnson'ın olay mahallesine askeri güç yollamasıyla büyür, sonuç: 43 ölü, 467 yaralı ve 7,200 tutuklanma. Bundan dolayı medyanın iki tarafa bölünmesi, kimilerinin “The Long Hot Summer” olarak da nitelendirdiği ayaklanma olarak da literatürde geçmektedir.

Haight Ashbury Mahallesi “Summer of Love” akımının merkez noktasıydı. Bu ana merkezi, Amerika’nın ve dünyanın çeşitli coğrafyalarına giden insanların “çıkmış oldukları yolun ortasında kendilerinden ve parçası oldukları akımdan emin olmadıkları zaman” başvurulan ve bir güvence ve rahatlık sağlayan mekân olarak görülebilir. Zira mahallenin kendisi bir “ghetto”dur, içinde kendine has insan grubunun yaşadığı, çeşitli uyuşturucuların denendiği, beden açısından olabildiğince özgür iradelerini kullanmayı seven ve bunu birer “entelektüel” olarak yapmayı amaç edinmiş bohem bir kitleye seslenir.

Akımın medyatik tarafı ikiye bölünmüştü. Bir taraftan Amerika’nın baskın medya tarafı, Haight Ashbury mahallesinde yaşananları bir “karşı kültür”ün uç noktaya varmış ifade özgürlüğü olarak nitelendiriyor, Hunter S. Thompson New York Times’a yazdığı tefrikalarla günbegün rapor veriyordu. Bir taraftan da bu “karşı kültürün” kendi medyası vardı; bunlardan en etkin ve popüler olanı ve 1967’de yarım milyon okuyucuyu kendine çekmeyi başaran “San Francisco Oracle” dergisiydi. İki tarafın medyası da farklı sebeplere ve işaretlere yoğunlaşsa da ikisi aynı yerde buluşuyordu: San Francisco’da bir şeyler oluyordu!

Lyndon B. Johnson'ın Amerika için sarf ettiği pozitif yaklaşım, iktidarda bulunan hükümetin halka ve gençlere takındıkları sevecen, iyimser ve çalışkan profilinin kırılmaya başladığı 67' yazının “hippie culture” çatısı altında başlayan, vazgeçilmez referansları olan LSD, “free love” ve Timothy Learty, Allen Ginsberg gibi yazarların da destek verdiği ayaklanmanın toplum tarihinde bir yaşam tarzına dönüşmesiyle ilginçtir. Amerikan gençliğinin ülkelerine karşı duymaya başladığı alienation (yabancılaşma) teriminin bir parçası olmamak amacıyla da kendi aralarında başlattıkları bu ayaklanmanın psikoaktif uyşturucu, cinsel özgürlük, yaratıcı ifade özgürlüğü gibi kırılgan ve soyut olgulara başvurmaları kimilerine göre salt eğlence, kimilerine göre de gerçekten amaçlandığı gibi bir ayaklanma olarak görülmüştür.

Öyle veya böyle, ayaklanmaya bir isim verilmeden ve biraz da dönemin ve toplumların bir “tesadüf” sonucu bir araya gelen akımların sonucu olarak da görülebilir. Zamanında akımın bir parçası olan insanların bugün "peki ne değişti?" sorusuna verilemeyen bir cevabın olması, belki de her şeyi daha acıklı yapmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder